23 Aralık 2012 Pazar

Motor Tutkusu...

Rüzgara karşı korkusuzca sürmek...

       Hikayem 90'lı yıllarda başlıyor ve devam ediyor günümüze dek.. Ben bir motor sürücüsü değilim lâkin motosikletle aramda oluşmuş özel bir bağ olduğuna inanıyorum. Çok küçük yaşlarda iken babamın büyük - ürkütücü bir motoru vardı , ara sıra beni de bindirir birlikte çok fazla olmasa da küçük yaşıma rağmen uzaklara gittiğimizi bilirdim. Genelde bu geziler babam için stres atmak tarzında eylemler olsa da benim için elbette çok daha fazlasıydı , motorun üstünde hem korktuğumu hem de içten içe babamın daha hızlı gitmesini dilediğimi anımsıyorum :) (Çocukluk işte)

       Bu çelişkili dileğin (kendinle çelişmek güzeldir) arkasında yatan tutkuyu anlamakta yatıyor önemli nokta. Motosiklet sürmek veya motorda olmak insana sanki rüzgarla dans ediyormuşcasına tatlı bir huzur vermekle kalmayıp dizginleri bırakmanı daha fazla - hep  daha da fazlasını istemene neden oluyor. Baştan çıkarıcı bir his. Gözlerden yaş gelene dek gaza yüklenip, rüzgarı yüzünde daha fazla hissetmek... 

       Tıpkı bu küçük hobide olduğu gibi hayat ta tutkuyla yaşanırsa ve hissedilirse güzel ve yaşanabilir olabilir. Tutku hayattır , nefestir ruha hayat üfleyen....


Ali Ç.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder